Tutkulu Aşkın Karanlık Yüzü: Masumiyet Müzesi Karakter Analizi

WrItten by:

”Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.” Sanıyorum ki çoğumuzun bir yerlerden okuduğu cümledir bu. Türk edebiyatının önemli yazarlarından Orhan Pamuk’un üzerinde 6 yıl çalışarak yazdığı “Masumiyet Müzesi” adlı, benim de çok sevdiğim, romanından bir alıntıdır. Yaşarken fark edilmeyen, ancak sonradan değerinin anlaşıldığı anlara vurgu yapar.

Bu kısımdan sonrası biraz Spoiler içerir.

 

Ana karakterimiz Kemal Basmacı’nın, Merhamet Apartmanıyla başlayan, derin tutku beslediği Füsun’a olan aşkına şahit oluyoruz kitapta. Hatta ölüm günü bile Füsun’un doğum günüdür. Kemal kitabın başından sonuna kadar beni şaşırtan, üzen, öfkelendiren bir karakterdir ve onca olay yaşamasına rağmen kitabın sonunda bizlere “Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım.” sözünü bırakmıştır. Kitabı okurken yavaş yavaş, sindirerek okudum ve “aşk böyle bir şey mi ya da nasıl bir şey?” sorusuna cevaplar aradım. Orhan Pamuk’un kitapta da dediği gibi “Aşkı hepimiz kendi sınıfımız, cinsimiz, kültürümüz, ülkemiz hatta dinimize göre yaşarız.” Buraya küçük bir ekleme yapmak istiyorum bence aşkı psikolojik dinamiklerimize göre de yaşarız. Herkesin aşka yüklediği anlam, kişilik örüntüleriyle ilişkilendirilebilir.

 

 

          Bir zamanlar Füsun’un yaşadığı,
          daha sonra müze olan apartman

 

Karakter Analizi:

 

Kemal Basmacı’nın Füsun’a karşı duyduğu derin sevgi, aşk veya saplantı da denilebilir, obsesif-kompulsif özelliklerin belirtisi olabilir. Sürekli olarak Füsun’un hayalini kurması, sürekli onu düşünme eğilimi ve ona karşı takıntılı davranışlar bu kavramı açıklar. Onun derin bir yalnızlık hissi taşıdığı ve aslında kendini anlamakta güçlük çektiği görülür. Füsun’a olan aşkı, onun için bir tür kaçış ve anlam arayışı haline gelmiş olabilir. Füsun’a karşı tutumları ve diğer insanlarla olan ilişkileri, duygusal bağlanma stillerinin izlerini taşır. Kemal’in bağlanma stili genellikle güvensizdir ve ilişkilerinde karmaşık dinamikler sergiler. Bu, çocukluk deneyimlerinin ve aile dinamiklerinin etkilerini yansıtabilir.

 

Hepsinin altında birer cümle not olan tam 4213 sigara

 

Füsun Keskin diğer bir ana karakterdir ve ne yapmaya çalıştığını anlayamadığım, Kemal’i üzdüğü için istemsizce sinirlendiğim bir karakterdir. Füsun’un genç yaşta yaşadığı travmatik olaylardan dolayı travma sonrası stres belirtileri gösteriyor olabilir. Geçmişte yaşadığı kötü deneyimlerin neden olduğu duygusal ve zihinsel etkiler, bu kavramla açıklanabilir. Füsun ayrıca kimlik bunalımı yaşıyordu ve kendi kimliğini bulma ve ifade etme konusunda zorluklar çekiyordu. Füsun’un ilişkilerdeki zorlukları, Kemal’e karşı tutumları ve duygusal yakınlıktan kaçması güvensiz bağlanma stiliyle açıklanabilir.

 

Füsun’un Kemal’den araba dersleri alırken giydiği elbise

 

Sibel, Kemal’in nişanlısıdır ve aklı başında bir kadındır. Kemal’in ihanetinden sonra yasını yaşayıp, kendi yolunu seçmiş ve yaşadığı hayal kırıklığına rağmen duygusal olarak güçlü kalmayı başarmıştır.

 

Kitabı okurken acaba Kemal Basmacı, Orhan Pamuk mu diye çok düşündüğüm zamanlar oldu ve bunu birçok kişinin düşündüğünü de biliyorum. Birsürü koleksiyon, bir müze (romanda, Füsun ile ailesinin yaşadığı ev), Orhan Pamuk’un da tatillerde gittiği annesinin evi, birçok benzer yaşamlar vs. benim bu soruyu sormama hala da devam ettirtiyor, veya Kemal’in sadece bir kurgu olmadığını böyle birisinin gerçek hayatta var olduğunu düşünüyorum. Ayrıca müzenin sitesine girdiğimizde orada teşekkürler kısmında Kemal’in, Füsun’un ve birkaç kişinin daha ismini görebilirsiniz.

 

Kemal Basmacı’nın Orhan Pamuk’la konuştuğu yatak

 

Son olarak Kemal Basmacı müzede öpüşen ziyaretçilere asla karışılmamasını istemiş ve “Masumiyet Müzesi, İstanbul’da öpüşecek bir yer bulamayan aşıklara sonsuza kadar açık kalacaktır.” sözünü vermiştir. Ayrıca kitabın içerisinde müzeye giriş bileti vardır.

 

 

 

Translate »